Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de kopekten korkmaya baslar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya baslar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkân yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem."
Ünlü yazar Shakspeare, bu konuda şöyle diyor:"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."
13 yorum:
Guzel 2 ornek.
Dusundurucu.
Kendi korkumu biliyorum galiba.
Kuguboynu
Korkuların da seninle beraber geliyor yani...Ne yaparsa yapsın , endişelenecek birşey buluyor cesaretsiz olanlar...
Ne güzel söylemiş Shakspeare...
Ben de öyle miyim acaba?
Ben biliyorum cevabını..
simdi burada büyücü elinden geleni yapmis ama farede is yokmus deniliyor peki büyücüde neden suc yok? onun seklini yapisini degistirmektense biraz cesaret ekleseydi daha iyi olmaz miydi?
bazen görmek istemeyiz gercek sucluyu ve hep zayif olana kötü olana suc buluruz peki ya buna cesaret veren? iyilik yapmak adina kötülük yapan ve o fareye bir kaplan bile olmayi hak edemedigini söylemek? bu cok onursuz ve erdemsiz bir davranis sekli..
Burası sizin mekanınız Fikri Bey ama ben bişey demek istiyorum Deadora'ya..
Bu bir masal..Ve biraz cesaret katarsa büyücü , o zaman ne anlamı kalırdı bu masaldan çıkacak sonucun ? :))
Terbiyesiz büyücü hem cesaret vermemiş hem de yüzüne vurmuş farenin korkaklığını haklısın...
Belki güzel bir söz söyleseydi bile cesareti artabilirdi farenin büyüye gerek kalmadan...
Ama bu gerçek..İnsanlar ne olursa olsunlar,korkuları varsa onları da yanına alıyorlar...Bu kedi fare meselesi değil...Yani İlk başta korkularından kurtulmalısın..Anı yaşamalısın...Yoksa ne olursan ol yine mutsuz olursun diyor herhalde...
Ben çok yorum yapmam , burada yazmak geliyor içimden..Gideyim en iyisi..
Fikri Bey theEx-OnurluMatador,
Peki ya korkutan olmasa korkan ve korku olur mu acaba?
Peki ya korkutan kedi,kopek mi yoksa buyucu mu sence:)
Hadi cikalim icinden.
KB,theYolAchar
aslında bu shakespeare'ın söyledikleri benim için korku değil..beni asıl korkutan hayatın ve de insanların biraz acımasız olması..belkide hayat acımasız, insanlarda ayak uyduruyor buna..ama bu gerekçe değil ki..
iyi geceler..sevgiler..
insanlar yasadiklariyla korkarlar.. korkuyu sen yaratirsin.. cocukken düsersin ve dizin acir sonra artik düsmekten caninin aciyacagini bildiginden korkarsin ama yine de adim atarsin degil mi? peki aciyi kabul edince her seyi göze alinca ne dersin? "daha önce düstüm ve basima ne gelecegini, canimin ne kadar yanacagini biliyorum ve herseyi göze alarak yürüyorum" dersin ve yoluna devam edersin..
farenin korkusu var ama bunu kendi yaratiyor önemli olan kisiye yardim etmektir.. sen korkaksin demek degil.. fare de biliyor korkak oldugunu ama sen balik tutmak yerine balik tutmayi ögretmelisin.. büyücü sadece balik tutup vermis..
kugu ve ece:bizle paylaşmak ister misiniz?
deadora:fare ve büyücü aslında ikinci bölüm için kullanılan bir alegori. Ben yine de asıl fikir etrafında dönmeyi tercih ediyorum.
kugu-2:korkutan her zaman olur. İş korkmamakta ya da korkularının farkında olmakta. Başkalarını değiştiremezsin, sadece kendini değiştirebilirsin. Ya hayatının sonuna kadar korkutanlardan şikayet edeceksin, ya da kendini değiştirecek ve korkularınla yüzleşeceksin.
zehra:Shekaspare genel korkulardan bahsediyor. Bazıları benim için çok önemli, ölüm korkusu gibi.
deadora-2:Takmışsın büyücüye :-) Dediğim gibi, benim yöntemim kendime yönelik değişiklik. Genellikle şikayet etmekten hoşlanmam. Büyücü kötülük etmiyor, tam tersine senin kendini tanımana yardımcı oluyor.
Shakspeare, çok güzel söylemiş. Ama en kötüsü ölümden korkmak sanırım. Yaşanmamış, yaşanamamış bir hayat. Boşa gitmiş bir ömür.Diğer korkular tek başlarına bir korku belki, sadece o duyguları kapsayan.Ama ölüm korkusu, önceki korkuların tümünü içine alıyor.....
Negatif varoluşçulukta öldüğünüzü düşünmeniz ve cenaze töreninizi hayâl etmeniz istenir.
İnsan o an her şeyin ne kadar anlamsız olduğunu düşünüp, geriye kalan yaşamına anlam yüklemeye çalışıp, keyfini çıkararak kalıcı bir eser bırakması beklenir.
Dün bir yerde okudum, geçtiğimiz yıllarda ölen Yavuz (soyadını hatıryalamadım şimdi) her cenaze töreninden döndükten sonra sevişirmiş. Bunu açıklayınca da ortalık sarsılmış.
Adam aslında her seferinde ölümüyle yüzleşip, ölümsüz olmanın yolunu arıyordu aslında....
Yani Carpe Diem... bu felsefeyi benimsemiş olanlar "Ölü Ozanlar Derneği"ni önerirler... ve bu felsefeyi benimsemiş biri olarak Ölü Ozanlar Derneğini izlemedim henüz... O filmi izlemedğim halde bu felsefeye bu kadar bağlı olduğumu söyleyip, şiddetle izlememi tavsiye ediyorlar. En kısa zamanda izleyeceğim.. ve siz... benim gibi yapmayın.. ertlemeyin.. hemen izleyin ;)
İzle, oku ama en önemlisi yaşa...
Yorum Gönder