Çarşamba, Nisan 26, 2006

Anı yaşamak...

Bayıldığım Akşam'ın pazar eki Brunch'taki bir yazı sinirlendirdi beni. Burak Turna yazmış, başlığı "Stratejik Düşünmek". İlk cümleyi aynen yazıyorum : "Bir bireye ya da bir şirkete en fazla zarar veren şey günü yaşamaktır. Herkesin bir yaşam stratejisi olmalı, gelecek için planlar yapmalıdır. Başarı ancak bundan sonra gelir." Elemanın fotoğrafını görseniz, zaten anlık zevklere ne kadar uzak biri olduğunu anlarsınız.

Bu arkadaş varoluşçuluku o kadar çok arka tarafından anlamış ki, bu kadar olur yani. Sanki ânı yaşamak, vur patlasın, çal oynasın takılmak, bir şeylerim, diğer bir şeylerime denk demek.

Burak Bey derhal burada devreye giriyor ve bize sopayı gösteriyor: "Stratejik düşünmeyenler, her zaman için akıntının onları götürdüğü yere giderler." Ve kılıcı savuruyor : "Yani günü yaşa felsefesi temelde yanlış bir felsefedir."
İbo gibi konuşayım : "Saygı duyarım, onun düşüncesidir.". Ama kelimelerin kendi anlamları yerine, direk olarak felsefenin ne dediğine baksa çok iyi olur. Pozitif ve negatif varoluşçuluğu incelese, tarihsel gelişimine baksa ve sonra bir karara uysa iyi ederdi. Sonuçta büyük bir gazetede yazıyorsun ve seni okuyan bir sürü kişi var, burada benim gibi 15-20 kişiye (temelde kendi için) yazmıyor. İnsanlar buna bakarak karar veriyorlar. (Prof.Dr.) Üstün (Dökmen) Hoca bu yazıyı okuduysa ne üzülmüştür, bu kadar yılını verdi bu işe, insanları ânı yaşamaya iknâ edebilmek için. Birileri direk girip darma duman ediyor ortalığı...

Ânı yaşamak demek, hayatı, olduğunuz gibi yaşarken, mevcut güzelliklerin de farkına varabilmek demektir. Örneğin: Arabayla evinize gidiyorsunuz ve eve yaklaşırken çok güzel bir müzik çalmaya başladı radyoda. Ama hemen sonra eve geldiniz. Ne yapıyoruz genellikle? Daha eve yaklaşırken emniyet kemerini çözüp, cüzdan, paket ne varsa alıp, eve varır varmaz da kendimizi dışarı atıp eve koşuyoruz...

Ama ânı yaşamak der ki, ne bu acele? Ne güzel müzik çalıyor, rahatla biraz, kapat motoru, bırak müzik bitsin. İki dakika daha otur arabada ve o ânın keyfini çıkar. Koşarak gitme eve, yürürken etrafının farkına var. Bak köşede kara gözleriyle sana bakan bir kedi iyi akşamlar diyor, o iki kaldırım taşının arasından bir çiçek fırlamış her şeye rağmen, tek amacı sana hayatı güzelleştirmek. Amacın eve gitmek olmasın, eve gitme eyleminin kendisinden keyif almaya çalış.

Neyse, koca kitapları burada anlatacak değilim, ama bu arkadaş ânı yaşamayı eve gitme, koş meyhaneye şeklinde anlamış.

5 yorum:

Özge Başağaç dedi ki...

Akşam akşam o kadar güldüm ki:)Bundan sonra hayat felsefem budur: "Vatandaş! Eve gitme, koş meyhaneye!"...İtiraf etmek lazım şu yaşadığımız şehirde bu fikre destekçi bulmak hiç zor değil:)Şikayetçi miyim? Hayıııır:)Bana göre anı yaşamak kendine karşı daha hoşgörülü olmak demek.Zaman zaman şımarmaya hatta delirmeye izin vermek.Yoksa hepimiz patates baskısı gibiyiz, bir farkımız yok.

Deadora dedi ki...

ahahaha inanmiyorum yaa bunlari yazan birinin olduguna hemde bir gazetede!! yok abicim yok ya ben bazi seyleri yanlis biliyorum yada millet artik ipsiz sapsiz kimi bulursa yazar diye alip basucuna koyuyor..
abi bu nedir ya? sabah sabah gülmekten bir hal oldum.. bende ani yasamak icin farkli seyler yapiyordum, bunu anlayabilmek icin kitaplar okuyordum.. megerse olay barlarda, meyhanelerdeymis.. ahh esek kafam ahh!! neyse zararin neresinden dönersek iyidir diyecegim ya bu abimiz neydi adi heh Burak bey bu felsefeye ve yasama sekline yanlis diyor..
öyleyse ben gidip söyle gelecek 50 yil icin planlarimi yapip, stratejik düsüneyim..
ani yasamakta neymis! ppeeehh!!

KUGUU dedi ki...

Ah iste "ucusan" birseyler
daha:)) bakalim sonunda yine "kacisan" da olacak mi:)
Muzik bitene kadar arabada otur, kediyi, cicegi gor ve fakat ammavelakin heyhat filhakikka... bitince eve git... mi anI yasamak Fikri Bey?
Ya ilelebet o muzigi dinlemek istersen sessiz muziksiz ev yerine, o bir an miydi diyeceksin?
Pöhhh!
Kuguboynu:)

ucusanlar dedi ki...

Varoluşçu felsefe ne yapman gerektiğini söylemez, her ne yapıyorsan o ânın keyfine vararak yapmanı söyler.

Canın eve de gitmek istese, meyhaneye de, içinde bulunduğun zaman ve mekânın keyfini yaşayarak yap bunu der.

Sana Burak Bey'in kitaplarını tavsiye ederim, çok iyi anlaşacağınıza ve ortak "yaşam stratejileri" geliştireceğinize eminim. :-)

Deadora dedi ki...

ahahah manyaksin ya :) burak bey oldu ve kitaplarini tavsiye ediyorsun ;)