Sanırım Nil Karaibharimgil yeni yazmaya başladı Hürriyet'de. Gecenin bir yarısı uyuyamayıp net'e bir bakayım dediğimde yazısıyla karşılaştım ve hoşuma gitti birinin daha benimle aynı fikirde olması.
Yıllardır hep karşılaşırım bu ikilemle: bir şey ki, yapsam da pişman olacağım, yapmasam da... Yapıyorum... Bir çok kişi yapmamayı tercih eder. Daha güvenlidir çünkü.
Örnek mi? Biriyle bir ilişki meselâ. Yani çok da istediğim gibi değil, biliyorum ki sonra sorunlar çıkacak. Ama çok da arzuladığım biri... Birlikte oluyorum. Sorunlarıyla sonra uğraşırım. Ânı yaşayacaksak, şimdi onunla olmalı. Hesaplar sonra yapılabilir...
Basit bir keyif maddesi örneğin. Nasıldır acaba keyfi? Hiç denedin mi? Yoo hep mi korktun?
O partide çok içip dağıtmak meselâ. Boşver abi, araba kullanacağım, adam gibi takılalım diye gruptan uzak mı kalmak, yoksa siktir et arabayı, taksiyle dönerim, sabaha kadar dans mı demek?
Ben buna mantığınla değil, kalbinle karar verme diyorum. Çünkü mantık hep negatif çalışır ve edilgen tavra iter, kalpse pozitif çalışır, etken duruma iter böyle koşullarda. Yap o zaman, ne duruyorsun?
Hayat kısa çünkü... Gün gelipte yaşlandığımda, dönüp baktığımda hayatıma, yapmadığım için pişman olduğum şeyler silsilesi ile karşılaşmak istemiyorum. Bu bence bir insanın başına gelebilecek en kötü şey.
İdealde bu hayatın her ânında uygulanmalı. Yapabilmek çok kolay değil. Ama iyi tarttıktan sonra karar verilmeli ve uygulanmalı. Nil'in dediği gibi, zamanı gelince arabayı ters yöne sürüp aynadan bakmalı geçmiş hayata, ön camdansa yeni yaşama. Eğer yol müsâit değilse, doğru an beklenmeli ve dönmeli...
O işten istifa etmeli, o sevgili bırakılmalı, terk-î diyar eylenmeli...
4 yorum:
Nil çok doğru söylemiş...Bu yaşımızda bile 2,3 yıl geçmişimize baktığımızda keşkelerimiz çok var ki bu yaşlandığımız zaman daha çok olucak gibime geliyor...
Tum yasamin guzelligi sadece 20 ile 30 yas arasindami ki? insanlar bu 10 yillik donemde yanlisiyla dogrusuyla ne yaparlarsa bunu kar olarakmi kabul ediyorlar? yada buyukdukce o geride kalan 10 yildaki hallerini ozeleyip o donemin getirdigi davranis bicimini,ruh halini hatta giyim stilini bile devam ettirmeye calisiyorlar? hayatim zevkleri sadece 10 yildami sinirli ?
O halde 30 dan sonra olume hazir olup beklemeye gecmek gerek..genclik bitti yasamda bitsin ozaman ..olurmu ole sacma sey..eyvah!! 30 lu yaslara geldim.artik suratli araba kullanamayacagim,clublara gidip dans edemiyecegim,asik olamiyacagim ben curuyorum yavas yavas..ben oluyorum!! keske gecen sene 28. de yapmadigim seyleride yapsaydim..daha fazla sex,daha fazla partyler,daha fazla tatil ,daha fazla cilginlik,Bu bolemi olmali yani? tabiki degil..Yasamda ortalama 80 yil yasiyorsak 80 yil boyunca ayni gorunmek ayni seyleri dusunmek ayni seyleri giymek mumkunmu?Sezen aksu hala 30 unda gorunmek icin yaptirdigi estetiklerle bir ucubeye donusmus durumda ..bu komik gorunmekden baska bisi degil.Aysel gurel hala citir delikanlilarin pesinden kosuyor.ne anormal!!yasami kaciriyorum deyip acele etmeye ve yanis davranislarda bulunmaya gerek varmi? yada bu oyunda bende varim deyip hala ayni goruntusunu ayni davranislarini surdurmeye calismak? ortala omur 80 yilsa zaten cok uzun bir surec bu neden yetmiyorki insanlara?
Her yasda farkl bir anlayis ve degisik deneyimler kazaniyoruz.Bu bir onceki yildan daha iyi olmali..daha kotu degil daha kotuyse,gectiginiz yillari ozlersiniz tabiki..
Aslında yazı da 20'yle 30 yaş arasına sıkışmışlıktan bahsetmiyordum. Ama yine de bu da ilginç bir konu.
İnsan 50'sindeyken de o yaşadığı ânı tekrar yaşayamayacağı kaygısına kapılıp, ana yazımda bahsettiğim gibi, yapmamaktan dolayı pişman olmaktansa, yapıp da pişman olayım diyebilir. Bu tavır ve felsefenin yaşla hiç bir ilgisi yok.
Eğer yaşamın tekrarlardan ibâret olduğunu ve sana tekrar bu fırsatları sunacağını düşünüyorsan, -tecrübemle söyliyebilirim ki- yanılıyorsun. Yaşam sana bir daha o şansı ya hiç vermeyebilir, ya çok geç verebilir, ya da verdiğin zamanki sen sen değilsindir. Bilirsin hikâyeyi, aynı ırmakta iki kez yıkanamazsın.
Yanlış tavırlar konusunda haklısın ama bu yanlışlar genellikle senin değil, toplumun yanlışları oluyor. Eğer sen kendi hayatını toplumsal mega değerler açısından ıskalıyorsan hata yapıyorsundur.
Umarım önündeki hiç bitmeyecek gibi olan yıllar biraz daha azaldığında, ve aslında yaşam denilen yolculuğun sandığın kadar uzun olmadığını öğrendiğinde beni anlayacaksın.
Ha 20'li yaşlar konusu da çok eğlencelidir aslında. Çünkü yaşamın o yaşlardaki tadı mâalesef daha sonra pek yok. Ne o zaman içtiğim içkilerden şimdi tad alabiliyorum, ne iskenderlerden, ne de aşklardan. Her şeyi ilk tattığın yıllar.
İlk'ler her zaman önemlidir. İlk yurtdışı seyahatimi hatırlıyorum. Büyülenmiştim. Şimdi Japonya'dan Kanada & Amerika'ya, Rusya'dan Tanzanya'ya kadar seyahat etmediğim yer kalmadı. Her şey çok standart geliyor.
İşte bu nedenle, özellikle bir şeyi ilk kez yaşıyorsan, o fırsatı kaçırmama ve o balı mutlaka emme taraftarıyım. O her ne ise...
yine nerdesin yaa :((
Yorum Gönder