Perşembe, Kasım 17, 2005

Kadın olmak isterdim...

Niye olmasın? Kendi bedeni ile bu kadar barışık ve her türlü davranışını temel olarak bu dürtü ile yönlendirmenin ne olduğunu anlardım belki de. 35 yıldır anlayamadım, başka bir yolu da yok gibi görünüyor.

Şu anda okuduğum kitaplardan birinde genç bir kız şöyle bir cümle kuruyor : "Onu (kalbimi) yeniden birine açmadan önce, bedenimi herhangi birine sunabilirim...".

Dönüp dönüp okuyorum. Yoo, yeni bir şey değil tabii ki. Ama nasıl bir kişi ve bedeni ayrı iki varlık olabilir ki? Nasıl bir soyutlama (abstraction) 'dır bu? Nasıl kadınlar kendi bedenlerini bir sunulacak bir hazine veya saklanacak bir kıymetlims olarak görebiliyorlar?

Hepimizin bir kalitesi vardır. Kimse kimseyle rastgele birlikte olmaz. Ama biz (erkekler) ve bedenlerimiz ayrı iki varlık değiliz. Eğer biz biriyle birlikte olursa, biz oluruz; bedenimiz değil.

Örneğin kadınlar, çok isteseler de biriyle hemen birlikte olmazlar. Onun tüm sınavları başarıyla geçmesini ve ödülü haketmesini beklerler. Ya da evli çiftlerde çok sık rastlanan seks oruçları vardır. Kızınca seks'i rafa kaldırır ve eşini cezalandırır kadın.

Tanrının onlara verdiği bir armağandır vücûdları. Ve zamân içinde çok iyi öğrenmişlerdir değerini...

Buna ancak saygı duyulur...

7 yorum:

hicanka dedi ki...

Kadına bedenini değerli bir elbise yada eşyamış gibi hissettiren biraz da erkekler sanırım...

Zagrep_Radyosu dedi ki...

Bu yazı kendi içinde çelişiyor bu bir. İkincisi, böyle konularda "kadınlar .... dırlar" ya da "erkekler .....dawranışlar sergilerler" gibi genellemelerden uzak durulmalıdır. Suyun kaynama noktası hakkında bir genelleme yap, ama sosyal olgu olunca kesin yargılar kesin yanılgılar doğurur. Çünkü her türlüsü "istisna" sayılmayacak ölçüde aksi tezlerle karşılaşırlar.

ucusanlar dedi ki...

Sevgili bilal, öncelikle neresinin çeliştiğini gösterebilirsen çok sevinirim.

Kundera'nın dediği gibi "eğretilemeler tehlikelidir". Ama zaten bu nedenle yapılırlar. Aksi hâlde bilimsel ispatlarını gösterirsin olur biter. Dünyada bunun tersine davranan milyonlarca kadının olması, kadınların önemli miktarının bu şekilde davranmadığı anlamına gelmez. Ben örneğin bir Sivas'lı gördüm mü bu kesin şöyledir diye düşünürüm. Bu hepsinin öyle olduğu anlamına gelmez ama benim de genel tecrübemin bu yönde olduğunu gösterir.

Bu nedenle paylaşılır zâten fikirler. Sen "hayır öyle olmayan en az bir insan gördüm" dersen bu bana yetmez. "Bana kalırsa insanların geneli öyle değil böyledir" dersen, oturur seni dinlerim.

Değerli geri bildirimin için çok teşekkürler. Ama ben sana da yine de tarzını gözden geçirmeni tavsiye ederim. Sonuçta ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimizdir bizi diğerlerinden ayıran...

Zagrep_Radyosu dedi ki...

anlatmak istediğimi anlamışsın, tıpkı benim seni anladığım gibi. üslup konusunda sanırım haklısın. kasıtlı değildi.

ucusanlar dedi ki...

Sevdim seni, yurdum insanından genel beklentim, karşı saldırıya geçmesiydi.

Teşekkürler...

Özge Başağaç dedi ki...

Beden sadece bir armağan değil.Bütün eksilerin senden yana olduğu anlarda kullanabileceğin silahın.Kadınların gücü, en azından benim için öyle.

ucusanlar dedi ki...

İşte bu Denizfeneri. İşte bu beklediğim tavır bir kadından. İnsanlar o kadar unisex yaşıyorlar ki artık, cinsel kimliğinin farkında olup bunu kullanan her kişiye, kadın erkek demeden saygı duyuyorum.

Genellikle erkeklerde çok az oluyor. Bir çoğu kadın manyağı olup, kafayı götürmeye takıyorlar.

Ama normâl bir yaşam sürüp, gerektiği ölçüde kadınlığını kullanan kadınlar yok mu... Deli oluyorum. Budur işte diyor ve pervâne oluyorum etraflarında.

Yoo, biliyorum oynadıkları oyunun kuralını. İstediklerini vermiyorum, ama nasıl oynadıklarını izliyorum.

Süperler yaa...

Bir de hiç bunun farkında olmayanlar var. Her gün kot giyer, düz ayakkabıyla lambur lumbur yürürler. Hocam ya gibi bir ağızla konuşup abartanlar da olur.

Ama kim erkek gibi bir kız ister anlamam? Bir kadın, bu jargon içinde de delikanlı olabilir.

Diyorum ya, kadınlık... Bunu hissetmek... İçinde duymak...

Seyahatlerimden birinde Ukraynalı bir bayan iş arkadaşımla bu konuyu konuşuyordum. Nasıl bu kadar çekici olabildiklerini sormuştum. Biz önce kadınız, her an bunu hissetmeden yaşayamayız. Sonra anne, eş, iş kadını oluruz. Bu nedenle asla makyajsız ve bakımsız sokağa çıkmayız demişti.

Türkiye'de -sanırım- yıllarca uygulanan baskıdan sonra tek cinsiyetli bir toplum olduk çıktık.

Üzülüyorum...