Gençken özenir, günlükler alır yazardım bir şeyler. Yürümedi. Her seferinde unuttum gitti. O kadar çok şey geçiyordu ki kafamdan, oturup yazarken yoruluyordum. İyisi mi dinleyecek birileri bulup anlatmaktı hikayeleri. Ne kadar da boldu be kardeşim o zaman dinleyecek insan. Hepimiz birbirimizi dinlerdik. Ne anlatırsa anlatsın. Toplum mu değişti yoksa biz mi yaşlandık mı bilmiyorum. Ama artık çok zor. Bir yandan da doluyor doluyor, anlatmak istiyorsun…
Perşembe, Ekim 13, 2005
Sevmek mi sevilmek mi?
Herkes sevmek istiyor. Bir sevgili arıyor.
Bu işin kolay tarafı, seçersin birini uzaktan da seversin. Ama farkediyorsun ki, bu seni kesmiyor. Bu sefer o da seni sevsin istiyorsun. Ve esas soruna geliyorsun.
İnsanın temel ihtiyacı sevilmek. Ya da kabul görmek. Seni o hâlinle, o şekilde birisi sevsin ve kâbul etsin istiyorsun. Bunun için çabalıyorsun.
İşte bu nedenle Annen, Baban veya çocuğun benzersiz oluyor. Çünkü onlar seni her şekilde seviyor. Kızsan da, bağırsan da... Sevildiğini anladığın andan itibâren de onlara koşulsuz bağlanıyorsun.
Ne kadar da bencil bir duygu bu sevmek. Tüm dünya seni beğensin, sevsin diye sen de onları seviyor gibi yapıyorsun.
Bu işin kolay tarafı, seçersin birini uzaktan da seversin. Ama farkediyorsun ki, bu seni kesmiyor. Bu sefer o da seni sevsin istiyorsun. Ve esas soruna geliyorsun.
İnsanın temel ihtiyacı sevilmek. Ya da kabul görmek. Seni o hâlinle, o şekilde birisi sevsin ve kâbul etsin istiyorsun. Bunun için çabalıyorsun.
İşte bu nedenle Annen, Baban veya çocuğun benzersiz oluyor. Çünkü onlar seni her şekilde seviyor. Kızsan da, bağırsan da... Sevildiğini anladığın andan itibâren de onlara koşulsuz bağlanıyorsun.
Ne kadar da bencil bir duygu bu sevmek. Tüm dünya seni beğensin, sevsin diye sen de onları seviyor gibi yapıyorsun.
Pazartesi, Ekim 10, 2005
Terk etmek
Verilmesi en zor karar. Dün "seni seviyorum" dediğine, bugün "seni sevmiyorum" nasıl der insan?
Hep benden nefret etsin, o beni terketsin istedim. Yoo, dövmedim, bağırmadım, çağırmadım. Ama eskisi gibi mutlu da edemedim. Ama o, yine de benimle birlikte olmayı seçti.
Yapamıyorum. Ona değil, kendime ne olacağını bilemediğimden yapamıyorum. Geriye dönüp baktığımda, onaramayacağım yaralar bıraktığım bir geçmişim olmasından korkuyorum.
Bir terketse beni... Bir terketse... Keşke...
Hep benden nefret etsin, o beni terketsin istedim. Yoo, dövmedim, bağırmadım, çağırmadım. Ama eskisi gibi mutlu da edemedim. Ama o, yine de benimle birlikte olmayı seçti.
Yapamıyorum. Ona değil, kendime ne olacağını bilemediğimden yapamıyorum. Geriye dönüp baktığımda, onaramayacağım yaralar bıraktığım bir geçmişim olmasından korkuyorum.
Bir terketse beni... Bir terketse... Keşke...
Çarşamba, Ekim 05, 2005
Nedir bir ilişkiyi ayakta tutan?
Eğer yeterince uzun süredir birlikteysen, artık aşktan öte bir alışkanlık kalıyor geriye. Bir çok yönden daha güçlü bir bağ bu.
Aşk dediğin karnının karıncalanmasından öte nedir ki? En iyisi de hiç ya da çok az tanıdığın kişiye karşı duyulur. Aşk bence, seks gibi bedenin doğal tepkisidir. Akıl ve mantığın hiç çalışmadığı durumdur. Bir ilişki sırasında, karşındakini tanıdıkça mantık devreye girer. 1 gün de sürebilir 1 yıl da, 10 yıl da. Ama sanki şöyle bir bağlantı var gibi;
İlişki Kuvveti = Aşk + Sevgi
Buradaki İK sabit. İki değişken Aşk ve Sevgi. Başlangıçta Sevgi = 0, Aşk maksimum. Zamanla Aşk azalırken, eşitlik gereği Sevgi artıyor. Ama mâalesef ikisi birden artamıyor.
Sevgi daha derin gibi. Aşk her an, anlamsızca sevgilinin aklına gelmesidir. Geçer. Sevgi de ise, bir şeyler sana onu hatırlatır. Bak şimdi keşke şu Tramisu'yu o da tatsaydı, tam onun sevdiği gibi...
Sevginin kötü tarafı, elde bir var diye alınıp cebe konması. Oksijen gibi, varlığını hissetmezsin, kaybetmedikçe...
Aşk dediğin karnının karıncalanmasından öte nedir ki? En iyisi de hiç ya da çok az tanıdığın kişiye karşı duyulur. Aşk bence, seks gibi bedenin doğal tepkisidir. Akıl ve mantığın hiç çalışmadığı durumdur. Bir ilişki sırasında, karşındakini tanıdıkça mantık devreye girer. 1 gün de sürebilir 1 yıl da, 10 yıl da. Ama sanki şöyle bir bağlantı var gibi;
İlişki Kuvveti = Aşk + Sevgi
Buradaki İK sabit. İki değişken Aşk ve Sevgi. Başlangıçta Sevgi = 0, Aşk maksimum. Zamanla Aşk azalırken, eşitlik gereği Sevgi artıyor. Ama mâalesef ikisi birden artamıyor.
Sevgi daha derin gibi. Aşk her an, anlamsızca sevgilinin aklına gelmesidir. Geçer. Sevgi de ise, bir şeyler sana onu hatırlatır. Bak şimdi keşke şu Tramisu'yu o da tatsaydı, tam onun sevdiği gibi...
Sevginin kötü tarafı, elde bir var diye alınıp cebe konması. Oksijen gibi, varlığını hissetmezsin, kaybetmedikçe...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)